NUMARALI
HADİS-İ ŞERİF:
حَدَّثَنَا
مُحَمَّدُ
بْنُ
الْعَلَاءِ
حَدَّثَنَا
ابْنُ
الْمُبَارَكِ
عَنْ إِبْرَاهِيمَ
بْنِ نَافِعٍ
عَنْ ابْنِ
أَبِي نَجِيحٍ
عَنْ أَبِيهِ
عَنْ
رَجُلَيْنِ
مِنْ بَنِي
بَكْرٍ قَالَا
رَأَيْنَا
رَسُولَ
اللَّهِ
صَلَّى اللَّهُ
عَلَيْهِ
وَسَلَّمَ
يَخْطُبُ
بَيْنَ
أَوْسَطِ
أَيَّامِ
التَّشْرِيقِ
وَنَحْنُ
عِنْدَ
رَاحِلَتِهِ
وَهِيَ
خُطْبَةُ رَسُولِ
اللَّهِ
صَلَّى
اللَّهُ
عَلَيْهِ وَسَلَّمَ
الَّتِي خَطَبَ
بِمِنًى
Bekroğullarından iki kişiden;
demişlerdir ki:
Biz Resûlullah
(S.A.V.)'i teşrik günlerinin ortasında hutbe okurken gördük. Biz onun
hayvanının yanında idik. Bu hutbe Resulullah'ın Minâ'da irad ettiği hutbe idi.
İzah:
Beyhaki,
es-Siinenu'l-kübrâ, V, 151.
"Teşrik", eti
güneşletip kurutmak demektir. Arablarca Zilhiccenin onbirinci, on ikinci ve on
üçüncü günleri kurban etlerini güneşe sererek kurutmak âdettir. Onun için bu
üç güne "teşrik günleri" denilmiştir .Teşrik günleri üç gün olduğuna
göre ikinci teşrik günü bunların ortasında yer alır. Bu durumda, metinde
"teşrik günlerinin ortasında" cümlesinden maksat, kurban bayramının
üçüncü, Zilhiccenin on ikinci günüdür.
Bu hadisi rivayet eden
Bekroğullarından iki sahâbîdir. Bunların isimlerinin bilinmemesi, hadisin
sıhhatine bir zarar vermez. Çünkü sahâbîlerin hepsi güvenilir kimselerdir.
Sözü geçen sahabiler,
"biz onun hayvanının yanında idik" sözüyle, "Resûl-i Ekrem'in bu
hutbesini çok yakından, net olarak ve eksiksiz olarak dinleyebildik"
demek istemişlerdir.